14 Ekim 2013 Pazartesi

Dostum Bu Ses Bir Harika!

Kalbimiz küt küt atiyor, canimiz, birtanemiz, neşemiz, gururumuz Han 'ımız  o ses Türkiye' ye çıkıyor.  Hepinizden Han Çelikcan için destek bekliyorum.  twetter :  #hancelikcan #osesturkiye  parmaklariniz birazcik da bizim icin calışsın :)   
                           Sevginin en büyüyü ve       
               HAn Çelikcan neşesiyle kalin... 

4 Ekim 2013 Cuma

Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü


 
Allah ın verdiği canı sadece insanlar taşımıyor. Onlarında kalbi atıyor, karınları acıkıyor, sevinip, üzülebiliyorlar sizin hissettiğiniz çoğu şeyi onlarda hissedebiliyor... Onlardan korkabilirsiniz bunu anlayabilirim ama hayvanları sevmemeyi anlayamam! Şimdi bugün onlar için bir şey yapalım havalar soğuyor yemek bulmak onlar için biraz daha zorlaşıyor 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma günü nedeniyle Migros ve carrefour kampanya var. Migrosta mamalarda %50 indirim carrefourda ise bir alaba bir bedava... Ellerimizi güzel ceplerimize bugün sokak hayvanları için atalım. Gösterdiğiniz duyarlılık için hepinize çok teşekkür ederim.
                                                                                                             Sevgiyle Kalın...

3 Ekim 2013 Perşembe

Şimdi Oldu

Sadece bi ana sigabilir dusuncelerinin degismesi, 1saniye oncesinde halbuki boyle degildi hersey diyorum ya anlik yasamlar bizimki.. hem benim huyumdur bir anda karar vermek, iyi degil diyolar evet gercektende bazan iyi olmuyo ama bazi olaylarda bi anda beyninizden, kalbinizden kesip atmaniz bundan sonraki kanamalarin olmamasi icin gayet basarili.  
    İnsan ilk once kendini bilmeli, yapacaklarini yapamayacaklarini hep diyorum ya hayat kisa cok kisa hemde...Kendini anlayamadigin her vakit bi baska kisinin hayatini yasadigin vakittir.   
    Kimseye zarariniz yoksa eger dilediginiz gibi yasayin akliniza ne eserse ne dilerseniz ki imakanlar el verdigince   yapin, agzinizdan cikan laflari her seferinde tartmayin,  rahat olun  kim ne der diye dusunmeyin emin olun o
insan siz ölüncede susmicaklar arkadan konusmalar hic bitmicek bu yuzden onlarinda
oyle mutlu oldugunu varsayip affedin affedin gitsin en buyuk
ozgurluk en buyuk intikam
en buyuk rahatlik! 
    Bugun hayatimda dusuncelerimde
cok sey degisti huzurluyum su an icin ama
ilerki zamanda aci
cekmem
gerekirsede isyan etmeden cekerim cunku ben ani yasamayi sevenlerdenim. Ertesi gunumun var olabilecegini ya da olamayanilecgini
cok yakindan yasadim.  
Size sıg sıg konusuyorum gibi mi geliyo ya da herkesin ayni seyleri soyledigini mi dusunuyosunuz varın dusunun sizin o dusunceyle mutlu olmaniz yeterli benim icin asla
yargilama yok bende:)  bunlari dusunmenizi saglamam yani bu yazimi okumaniz benim mutlu olmama yetti su an :) 

Şimdi derin nefes alalim...   
Ben Aslı Polat ömrumun 8.832. gününü yasiyorum.
Yasadigim hicbirsey icin isyan etmedim sukretmeyi erken ogrenenlerdenim. 
Buyudum psikolog oldum.
Bundan sonra dahada buyuyup anne olucam. 
Kimseye hasetle bakmadigim icin  Allah istedigim herseyi bana nasip
etti.  
Hersey icin tesekkur ederim.
Sevginin en buyuguyle kalin... 

1 Ekim 2013 Salı


    Pamuklara sarılmış bir huzur sendeki.. o kocaman yüreğin benim şansım, bakışın heyecanım, dokunuşun kalp atışım, benden önce  benim için dünyaya gelmiş  hayat.. En güzel günüm bugün, iyiki doğdun sevgilim, mutluluğum iyiki doğdun! 

8 Eylül 2013 Pazar

Enerji Yükseltici İş Başında

    Bu kez sıra bende galiba...Senin kaybolan enerjini  tamamlama görevi bende!.. Nasıl yapsak nasıl hareket etsek diye durmadan düşünüyorum ama yok planlı programlı işler değil bunlar kesinlikle duygularla, sezgilerle hareket edilecek anladım.
   Seni gerçekten çok iyi anlıyorum desem yalan söylerim bunu diyen herkes yalan söyler. Yok kardeşim seni şu an kimsecikler anlayamaz içini bilemez, hissettiklerini bilemez, düşündüklerini bilemez, ileriye dönük hayallerinin nasıl bir anda yerle bir olduğunu anlayamaz.. ama herkes konuşur herkesin senin için bir fikri vardır hepsine ayrı ayrı açıklama yapmak zorundasındır kimisine içten kimisine yapmacık...
Her dile getirişinde tazelenirsin ahh bendeki de laf demi zaten sıcacık yaran şimdi senin.. Ne diyolar bilmem ki hayat mı alın yazısı kader hayırlısı mı buymuş yoksa ne dersin ?  İlk zamanlar asla kabul etmeyeceksin bunlar, böle hayır mı olur diyeceksin ama benim canım çok yanıyo diceksin ki gerçektende yanıcak hani ciddi ciddi yansa da bikezcik çeksem bu acıyı diceksin ama alışana kadar defalarca yanıcak üzgünüm kardeşim. 
Daha fazla yazmıcam böyle şeyler yazmama ne gerek var zaten her şeyi biliyorsun.
   Şunu bil ki ben hep senin yanındayım. Hep destek tam destek arkandayım. Senin eğildiğini gördüğüm an dik tutmak için sana her zaman desteğim. Sana hiçbir zaman ağla içini dök demicem bunun için ortamda hazırlamıcam ben seni hep güldürmeye çalışıcam Aslı manyak mı deme beni ciddiye almıyo mu da deme! Ağlayacak  daha önemli şeylerimiz olucak bana inan! Hani hak ettiğin bir durumda olsan evet dicem ağla çiğdem ağla ama bu başka bişey senin canın kadar değerlisi yok! Sen benim canımsın canım! 
Ben senin bu durumda eğlenceli yanın olucam kardeşim bunun için ugraşıcam enerjinin düştüğü an devreye ben giricem hep yanında olucam hep!  Hwp söylüyorum hep söylicem üzülmek için evet bu bir sebep ama kendini paralamak için iyi bir sebep değil edebinle üzül beni sinirlendirme :) 
İnsanoğlu ölüme alışıyor kardeşim kalmışki aşk acısı pehhh!! keyfini sür nefes aldığın her günün her saattin..

22 Ağustos 2013 Perşembe

VAZGEÇMEM GEÇEMEM



    Kadın olmadan anlayazsın canım uğraşma! Nasıl bir sevgi olduğunu, nasıl tutkuyla bağlanıldığını, kalp atışlarını hızlandırdığını, elimize aldığımızdaki duygumuzu, sahip olamadığımız zaman ki kalp kırıklığımızı....Bir kez baştan şunu kafanıza sokun çoğu hiç bir zaman olmaz hep azdır bizim için yeteri kadar yoktur, renk sklalası ucsuz bucaksızdır bi o kadarda modeli....  Net bir şekilde anlaşıldığını umut ediyorum evet efendim AYAKKABILARDAN bahsediyorum! 
    Ayakkabıya düşkün olmayan sevmeyen vitrinde görüp allahım bu benim olmalı demeyeniniz yoktur  herlade... Ahh nasıl sevilmezki ? Hastalık. saplantı, musriflik, ne derseniz deyin ne kadar dersenızde hakkınızdır ama bu başka birşey işte başka bir kafa :)  Dinlemez seni yoook annem asla dinlemez o ayakkabı begenildyse butcede el veriyosa alınacak o !! 
    Ayakkabı aşıkları, bizi bizden başkası anlamaz canlarım anlayamaz nasıl bir zevk aşk tutku olduğunu...  Biraz da hak vermek lazım denilenlere hanımlar, tamam biliyorum bizim için hiç biri gereksiz değil hepsinin yeri var birgün mutlaka giyilecek hep biliyorum bunları :)  Tek istediğim verilen nasihat hatta bazan azarlamalar karşısında tırnaklarımızı çıkarmayalım unutmayalım normal olmayan biziz ama yinede seviyorum bizi  neyse son olarak söyleyeceğim aldınız bari giyin hadi bunu geçtim etiketlerini çıkartın bari senelerce öyle beklemesinler .. Aslında ayakkabı konusunda sonsuz konuşma potansyeline sahibim ama uçağa yetişmem lazım ayakkabı sevenler olarak bizi kocaman seviyorum.
   


                                                                                                Sevgiyle Kalın...

16 Ağustos 2013 Cuma

15 Ağustos 2013 Perşembe

FAVORİ ÜRÜNLER

    Efendim süsü püsü severiz hem de pek bi severiz. Süsü püsü doğru kullanmak için birinci görev BAKIMLI olmak. Tabi ki arada sırada makyaj temizlemeye erinip olduğum gibi yatağa girdiğim oluyor ama şimdilik geçelim bunu :/
    Watson ve gratis bi nevi mabedimdir :) Bugün size favori ürünlerimi göstermek istedim. Emin olun pahallısından ucuzuna çok çok çok ürün denedim. Tecrübelerime dayanarak sağlam olan bir kaç ürünü sizinle paylaşıcam buyurunuz efendim...




 Kremlenmek benim için hastalık derecesinde bir eylem.. Bu ürünle geçen sene tanıştım iyikide karşıma çıkmış! Cildi yumuşatmak için efsanevi bir ürün özellikle benim gibi topuklarınıza takıntılıysanız alın ve kullanın!!!!!
 Makyajın olmazsa olmazı rimel yani cidden olmaz olmuyo eksik kalıyo bişiler..  Benim ki gibi kirpikleriniz uzun ve kıvrık değilse :(  sizi memnun edicek bir rimel, fiyatıda gayet uygun emin olun o pahallı rimellere taş çıkartıyor.
 Benim biricik dudak kalemim. Çok ruj kullanmam ama özel bi yere gidersem de dudağımdan eksik etmem ruju tamamlamak ve birazcık da dudakları köfte göstermek için yaratılmış  :)


 Yaz dedin mi etek şort elbise e bacaklarımız güzel güzükmesin mi? Aşagıda flormarın bacaklar için bronzlaştırıcı spreyi var onu uyguluyoruz sonraaa birde bu ışıltıyı sıkıyoruz mis gibi oluyoruz. Renginin koyu durduğuna bakmayın ölee sahne ısıltısına sahip olmuyorsunuz :)


 Makyaj temizlemenin son adımı karşınızda... Cildi sütle temizledikten sonra bu ürünü uygulayın kullanması pek bi zevkli!
 Fondoten kullananlardanım. Yaz aylarında fondoteni sabitlemek için süper üzeri süper bi ürün çok başarılı!




 Yukarıda bahsettiğim ürün. Bronzlaştırıcılarla tanışalı çok zaman geçmedi ilk olarak sally hansen nin ürününü kullandım ve gayet memnun kaldım. Bu sene de flormar eksik kalmayıp bu ürünü çıkarmış ve son derece başarı olmuş fiyatıda Sallu Hansenden oldukça düşük.



 Malum saç boyatma işlemiyle pek bi haşır neşirim. Doğal olarak saçlar yıpranıyor bir süre sonra saç için pek çok ürün denedim bazılarından memnun kaldım bazılarından kalmadım. Down Under in diğer ürünlerini de kullanıyorum ve çok memnunum. Saçlarınız yıprandıysa ya da yıpranma aşamasındaysa gözünüz kapalı alıp kullanabilirsiniz.

Body Shopta kendini kaybetmeyen var mı? Benim laf olsun diye girmişliğim bile var :)  Vucud kokularını çok seviyorum. Bundan önce Victoria Secret' in ürünlerini kullamıştım gerçi hala da kullanıyorum :) Bosy shop' unda vucud sipreyleri baya başarılı ve kalıcı gün içinde fıslayın kendinizi iyi hissedin :)

2 Ağustos 2013 Cuma

Aldığım en duygu yüklü en anlamlı hediye




ASLI'YA İTHÂF...

Bu bir sevgi faslıdır
Gönüldeki ASLI'dır
Hayat bazan yaslıdır
Neşeyle nice yıllar...

Doğum günü geldi bak
Şarkı söyler gül, yaprak
Sevgi kokuyor toprak
Neşeyle nice yıllar...

Çiğdem, Tuğba toplanmış
Pasta kesip kutlanmış
Duygu dörde katlanmış
Neşeyle nice yıllar...

Eczacı baba kızı
Gönüllerin yıldızı
Annesinin sağ gözü
Neşeyle nice yıllar...

Oktay amcası yazdı
Mevsim desen bir yaz'dı
Sağlık, murat niyazdı
Neşeyle nice yıllar...

Bir muhabbet başladı
Hüzün korkup kışladı
Zaman da yavaşladı
Neşeyle nice yıllar...

Güller serptim başından
Duygusu gözyaşından
Kime neymiş yaşından
Neşeyle nice yıllar...

Herkese şiir yazmam
Kinim yok, ele kızmam
Mutluluktan hiç bezmem
Neşeyle nice yıllar..

İyi ki doğdun ASLI
Değilsin sen hiç nazlı
Yaş günün olsun sazlı
Neşeyle nice yıllar...

Bestelensin bu şiir
Bafra ne güzel şehir
Kızılırmak dost nehir
Neşeyle nice yıllar...


Kalpten kopup gelen kelimeler satır satır aşağı dökülmüşler... Mutluluk iliklerinize kadar işler mi ? İşler!
Değer görmek, sevilmek, düşünülmek, adınıza bir şeylerin yapılması hayatın en güzel duyguları..   Arkadaşlarınız, dostlarınız, seçtiğiniz kardeşleriniz canınız kıymetlinizdir.  Sizin canınızı dünyaya getiren canlar vardır. İşte benimde biricik canımın Çiğdemimin kıymetlisi babası biricik Oktay amacamın bana yazdığı şiir... Beni çok özel hissettirdiği için bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

  

7 Temmuz 2013 Pazar

Bu Zamana Kadar yaşadığım En Güzel Telaş

    Şükür kavuştuk blogumla... Nişan koşturmacasının telaşının arasında fırsat bulup da şöyle içimi dökemedim. Neler birikti neler... Artık bundan sonra hepsini teker teker parmaklarımın ucuna dökücem. E tabi sebebi ayrılık nedenimiz olan nişanımı anlatmaya başlıcam :)
    Beni yakından tanıyanlar koşturmacamın aylar öncesinden (yaklaşık  6 ay :) başladığını bilir.  Organizasyon için girmediğim internet sitesi okumadığım dergi-kitap kalmadı diyebilirim. İnsanın hayatında bir kez oluyor böyle şeyler... İmkanlar dahilinde her şeyin  en güzel olmasını istedim. Her şeyin özenli, itinalı, emek verilmiş görülmesini istedim ki nihayetinde de bunun karşılığını gecenin bitiminde ve aldığım tebrik telefonlarından kat ve kat aldım. 
   Böylesi bir özel gecede davetlilerinizi  memnun etmenin, geceden mutlu ayrılmalarının size verdiği keyif paha biçilemez. Hani derler ya her şey gönlümce oldu işte benim unutulmaz gecemde de her şey gönlümceydi...
Ben işin kendime ayrılan kısmını büyük bir özenle yaptım e iş burada bitmiyor tabi gelen konuklarınızın sıcaklığının size verdiği desteğin payı benim verdiğim emekten daha büyük diyebilirim. Onlarında mutluluğuma ortak olması eklenince değmeyin benim keyfime...  Anladım ki çok güzel arkadaşlar edinmişim ben etrafımda çok değerli insanlar varmış hepsine ayrı ayrı teşekkürlerimi tekrar tekrar buradan da sunuyorum. 
   Allah hepinize böyle güzel mutluluklar nasip etsin. Hayatınızın aşkını, sevgilisini, dostunu, arkadaşını, canınızın diğer  yarısını eğer bulduysanız gidin ve ona yapışın!!! Değer bilin kıymet verin!! Derler ya üç günlük dünya güzel yaşamaya dolu dolu yaşamaya bakın...                                        
                                                                                                   Sevgiyle Kalın....


Nişan fotoğraflarımı paylaşmazsam tabi ki de  çatlarım :) Şamdanlar ve sandalyeler  dışında gördüğünüz her şey el emeği göz nurudur efendim sandalyelerin arkalarındaki pembe süslerde dahil :)  Ben yaparken çok eğlendim itinayla sizinde böyle organizasyon işlerinize el atabilirim :))















24 Mayıs 2013 Cuma

Her şey Anlaştığımız Gibiydi

    Her şey anlaştığımız gibi oldu hiç bozulma. Baştan anlaşmıştık ben sende kalıcı değil misafirdim.  Geldin geçiyorsun sende... her şeyin, herkesin, her yerin bir zamanı var. Seninle olan ilişkimin bağımın sonuna geldik, kırılma sakın  uğramamazlık yapmam sana ara sıra yoklarım seni ama sadece keyif yapmaya... Koca İstanbul elveda sana...
    Bugün erkenden uyandım sanırım saat 6 falandı, şöyle gözümü araladım anladım ki bir daha kapanası yok aldım elime kitabımı birazcık yatak keyfi yaptım.  Sonra kalk Aslı gününü dışarıda geçir dedim. Giyindim, attım kendimi dışarı... İlk durağım Moda oldu. Birazcık yürüdüm bankta oturdum denizi seyrettim. Baktım lodos pek bi sersem ediyor insanı atladım arabaya istikameti Fenerbahçe' ye çevirdim amaçsız amaçsız turladım sonra kendimi caddede buldum. Karnımın gurultuları yürürken bana eşlik ederken artık buna bi son vermek istedim ve kahvaltı yapmak için bi cafeye girdim menüm en sevdiğim çay, simit, peyniridi..
   Son keyif çayımı içerken fark ettim ki etrafımdaki her şeyi bir daha hiç görmeyecekmişim gibi bakıyorum, ah bilseniz nefes alışım bile farklı daha bi derin sanırsınız İstanbul' un kokusu var.
Hoş beş senem geçti bu şehirde bana güzel bir meslek kazandırdı, kaybettirdiklerinden bahsetmek bile istemiyorum o benim en acı hikayem...
   Çokça arkadaşım oldu çokça hayatlara girdim tanıdım, öğrendim, güvendim, duvara çarptım yere düştüm kalktım üstümdeki tozları temizler gibi etrafımdaki insanları temizledim. Gitmemesi gerekenleri geri çağırdım daha sıkı tutundum. İçtenlikle vaatler verdim, karşılığını alamadım geri çekildim nede olsa insan dedim..
Her şeyi arkamda bırakıyormuşum gibi hissediyorum. Kazandıklarım yanıma kar kaybettiklerim benden değil... Çok büyüdüm bu beş senede bedenen ruhen ben oldum artık Aslı oldum. Başta dedim ya çok sevdim istanbulu ama hiçbir zaman kalıcı olmadım misafirdim. 
   Bugün İstanbul ile vedalaşma günümüzdü sarıldık birbirimize teşekkür ettik her ikimizde ara sıra göürüşür yine dedik ve ayrıldık...
                                                                                                               Sevgiyle Kalın

21 Mayıs 2013 Salı

yolunuzu buraya mutlaka düşürün

mekan sahiplerinin sicak karsilayisi gittiginiz yeri ayri bir ozel
kendinizide daha bi
degerli hissetmenize
yol aciyor. basinizda pervane olan servis elemanlarindan bahsetmiyorum. tabi ki...! 
sicak
bi hosgeldin hal
hatir sorma basinizin tepesinde agzinizdan cikacak tek bir lafi kapmya calisan garsonlardan binlerce kez daha degerli...  kendinizi oraya ait hissemeniz cok onemli bikez rahat olucaksiniz sirtinizi sandelyenize dayayip oh be diyebileceksiniz. 
mesela ben su an moda kuru kahveci selimdeyim herkese tavsiye uzerine tavsiye ederim gelin misss gibi turk kahvenizi icin selim
beyin sicak
gulumsemesine sahit olun ve bu sicak mekanin keyfini cikartin :) 
                                       Sevgiyle Kalın...

19 Mayıs 2013 Pazar

Tabi ki Geziyoruz

    Son birkaç gündür yaz iyiden iyiye kendini gösteriyor. E  kendisini de özlemiştik zaten... Şöyle efil efil tshirtler, uçuş uçuş elbiseler, parmak arası terlikler, kızgın kumlardan serin sulara geçişler, kakao yağının kokusu, soğuk soğuk yenen karpuzlar, barbekü partileri, uzun uzun edilen balkon muhabbetleri, bahçeden kahvaltı masasına gelen taze taze biberler, salatalıklar, yemekten sonra sahilde yapılan yürüyüşler  eve dönerken hadi bilmem ne komşu çayı demlemişdir deyip hooop komşu balkonunda bitmeceler, e bizim orada saat kaç olursa olsun gözlemeci teyzelerde yenen miiiisss gibi gözlemeler, Hamit abinin elinden çıkan tavada çıtır çıtır kızaran istavritler, güneş gibi doğan ayı izlemeler, babamla balkonda çekirdek çıtlamalarımız hepsini ayrı bir özledim! Boşuna demiyorum ben yaz çocuğuyum yağmurla çamurla karla aram yok benim !
   Güneş yüzünü hep gösterecek bana içimi ısıtacak. Yazın bende ayrı bir samimiyeti var; insanlar daha bi şen gelir bana daha bi mutlu sanki.. Hani her şey bol bereketli...
   Yazdan bu kadar özlemle bahsettikten sonra sadede gelim. Dedim ya son birkaç gün yazdan kalma diye bu güzel pazar gününü de güneşe, sıcağa yakışır şekilde geçirelim dedik artık ikinci ailem olan Selma annem ve Sadık Babamın  Berk (kendisi artık sözlüm olur :)  ve  Selin 'im ile Sapanca ' ya  yanlarına gittik.  Sapanca' ya ikinci gidişimdi ama bu kez ayrı bir sevdim kendisini...  Tertemiz bir hava yemyeşil bir çevre güzeller güzeli gölü ile tam bir keyif yapmaca kafa dinlemece yeri. Hafta sonarı kalabalık oluyormuş ama nasıl anlatim bilmiyorum çok sakin bir kalabalığa sahip belli ki herkes bi nefes almaya kafa dinlemeye gelmiş.
   Güzel bir yerde kahvaltı yapalım dedik. Yol bizi Sapanca Göl Evi Restauranta götürdü. Allahım nasıl güzel bir yer tam gölün kıyısı müthiş bir manzara yani ne tarafa baksan huzur, rahatlık ,keyif... Sunulan kahvaltının kalitesi için aynı övgüyü yapamayacağım ama karnınızı doyuracak kadar bunun tadı çok kütü demeyecek kadar ortalamalarda olan bir servisi var. Ama emin olun manzaranın karşısında sevdikleriniz ile keyif vakit geçirirken bunları düşünmüyorsunuz bile.. Sapancaya başka bir gidişimde kahvaltı yapacak yer olarak orayı seçmem ama muhakkak keyif kahvemi gidip orada içerim.
    Göl keyfimizden sonra annemle babamın kaldığı otele gittik. Otelin ismi Talia Hotel  gayet güzel temiz hoş sıcak bir yer memnun kalacağınızın garantisini verebilirim tabi fazla lüks ihtişam aramıyorsanız :)   Havuzun bulunduğu bölümde sevdiklerinizle hamak başında minderlerde keyifli bir vakit geçirebilirsiniz.  Otel bölümünü de kapattıktan sonra oranın meşhur dürümcüsü varmış rotamızı oraya çevirdik. Yanlış hatırlamıyorsam ismi doydum dürümdü gayet hoş salaş bir yer bana sorarsanız dürümünün meşhurluğu nereden kaynaklanıyor bilemiyorum ama lezzetli bir dürüm boğazınızdan geçmiş oluyor. He bide dürüm yediğinizde mezeler ikramları oluyor :)  Burada da çaylarımızı içtikten sonra İstanbul' a geri dönüş yolculuğumuz başladı.
   İstanbul' da yaşayanlar için Sapanca  güzel bir hafta sonu kaçamağı ister ailenizle gidin ister arkadaşlarınızla her türlü zevk alacağınız bir yer. Denenmiştir itina ile tavsiye edilir :)
                                                                                                            Sevgiyle Kalın...


Haydi şimdi fotoğraflara bakalım



Selin' im



Göl Evi Restaurant






Ördeklerimiz :)

3 Mayıs 2013 Cuma

haydi gezelim görelim

En başta dedim ya bu blogda ne ararsan var arkadaş, aklıma ne gelirse  parmaklarımın ucuna geliyor. Geçen hafta sonu sevgilimle şöyle bir İstanbul dışına kaçalım dedik hava mis biz mis tadımıza tat katalım deyip atladık arabaya...  Trafiği şöyle bir yokladık karşıya geçilesi değil, yol bizi Şile' ye doğru sürükledi Şile yolu üzerindeykende rotamızı Ağva'ya çevirdik. Ağva' ya  daha önceden hiç gitmemiştim. Aman Allahım  o ne güzel bir yol.. E biz karadeniz çocuğuyuz yeşile denize aşığız.. Yeşiln her bir tonunu bilir denizinde en delikanlısına gireriz.  İki arabanın zar zor geçtiği bir yol götürüyor sizi Ağvaya sağınız solunuz ağaç mis gibi bir hava... Kapattık radyoyu hızımızı düşürdük keyifli keyifli yolumuza devam ettik. Şileden Ağva sanırım 30km falan... Nihayetinde Ağvaya vardık pek bi şirin pek bi tatlı.. Kahvaltı yapmadan çıktığımız için ilk önce  karnımzı doyuracak bi yer aradık sonunda kendimizi Şengün' ün Çiftliğinde bulduk. Göksu nehrinin yanında manzarası yerinde hafiften salaş bir yer. Serpme kahvaltı sunuyorlar kahvaltı delisi olan bir kişi olarak gayet yenilesi gayet lezzetli bir kahvaltı,keyifle uzuuuun uzuuuuun muhabbet ede ede arada gazete okuyorak saatlerce süren bir kahvaltı yapabilirsiniz. Fiyatlarıda yerinde abartı bir durum yok.
    Göbüşler bi güzel doyduktan sonra Ağva sahilinde söyle bir yürüyüş yaptık, daha sonra tekrar yola koyulduk Şile' ye geçtik. Şöyle denize karşı bi çay içmeden dönmek  olmaz dedik. Ağlayankaya tabelesını takip edip şu an adimin hatırlayamadığım deniz kenarın hem plaj hem cafesi olan bi mekana oturup biraz da orda orada keyif yaptık. Denize giren mi ararsın güneşlenen mi millet yazı erkencikten getirmiş dicem ama hava gerçektende müthişti o gün.. Millet bikinili mayolu ben jeanle yanıyorum orada dedim bu bana engel değil git Aslı ayaklarını sok denize paçaları kıvırdım hooop kuma adım attım bi güzel ayaklarımı serşn suya soktum biraz çoculuk yapıp kendimi eğlendirdim. Sonra sevgilimin fazla uzaklaşma bakışını alıp tekrar geri döndüm :))
   Uzun lafın kısası Ağva güzel bir hafta sonu geçirmek için rahatlamak kafa dağıtmak için ister sevgiliniz ister arkadaşlarınızla gidebileceğiniz  çok güzel bir yer. Şiddetle tavsiye edilir.
                                                                                                             Sevgiyle Kalın...


Bunlarda bizim minik Ağva gezimizden birkaç kare..

Ağaçlı yolumuz...

Şile


Kahvaltı masamız 

Göksu

Arabada fotoğraf çekinmesini severiz ;)

Ayaklarım denizle buluştu :)

DİKKAT DİKKAT

    Herkes sende kendinden birşey buluyorsa ne mutlu sana diyor bir reklamda... Erinmedim oturdum düşündüm bu cümleyi. Söylemesi pek bir keyifli pek bi havalı duruyor ama yok  benim hayat bakışımla pek bir zıt. 
    Her insanın kendi hayat görüşü, hayata karşı duruşu, düşünceleri var. Tabiki birbirimizden ölümüne farklı değiliz ortak yanlarımızda vardır muhakak ama pek bir nadir pek bi bulunmayası..
E herkes bende kendinden bişey buluyorsa ne anladım benim hayata karşı duruşumdan bu kadar mı her yöne çekiliyorum hiç mi  kendime has bir duruşum bakış açım yok. Dedim ya uymadı bana bu laf. Hep şunu söylerim bir insan herkesle iyi anlaşamaz imkansız birşey bu olmaz olamaz! Böyle olan böyle gözüken insanlar hep yapmacık gelmiştir bana... Güzel arkadaşlarım yazdıklarımı okuyanlar sevgiyle saygı pek bi ayrı yoldalar lütfen karıştırmayalım karıştıtmayalım.
                                                                                                                   Sevgiyle Kalın..

2 Mayıs 2013 Perşembe

Bağıra çağıra avaz avaz söylerimmmmmm!!!!!


Dört Duvar

    Elimizi eteğimizi çeksekmek isteriz bazan herşeyden herkesden. En güvende olduğumuz kendimiz olduğumuz kendimizin olduğu yerde olmak, koca bi iç huzuru temiz tertemiz bir nefes isteriz. Herşey emanet gibi gelir üstünüze birşeyerin gereksiz sorumluluğunu hissederiz. Aslında mutlusundur ama bir kelime bir bakış bir dokunuş bir davranış hooooop herşeyi alt üst edebilir sonra için daralır o senin olmayan duvarlar üstüne üstüne gelir kendini sokağa atmak için bi fırsat kollarsın ama  sokağa kendini atamazsın en fazla kalkıp bir çay demler pencereyi ardına kadar açarsın. Sonra geçer içinde bulunduğun durum izlediğin dizi biter kitabını alır uykunun gelmesini beklersin sonra uykuya dalar yeni güne merhaba dersin...


25 Nisan 2013 Perşembe

EKSİK OLMA

Kendimizi rahat hissettiklerimiz vardır bizim... Kuş gibiyizdir onların yanında bi tüy gibi hafif, yağmurdan sonra kokan toprak kokusu gibi ferah... En saçma hallerinizi, en cahil yanınızı, en sıcak gülüşünüzü, en şen kahkahanızı, dibe vurmuş halinizi onlar bilir onlar görür. Dedim yaa rahatızdır çünkü ahh şimdi ne düşünück ne tepki vericek tasasına düşmeyiz. 
Elle inşaa edilmiş bir samimiyet yoktur yürekler bağlıdır birbirine gönül bağı vardır.  Ayak parmagınızdan saç teline kadar bilir sizi bazen sizden daha çok...  
Her zaman dipdibe değilsinizdir ama sırtınıdaki desteği omzunuzdaki eli hissedersiniz.  Sıkıştığınızda, dara düştüğünüzde bi bakış yeter bazen bir telefondan gelen ses.. Hisseder sizi  aranızda kilometreler olsada hisseder dizlerinizi karnınıza çekmiş içli içli düşünürken bir mesaj sesi gelir  iyi misin kardeşim? 
Eğer sizinde yanınızda böyle biri varsa inanın çok şanslısınız herkese böyle bir dost nasip olmaz.  Tutunun ona değerini bilin asla sömürmeyin nankörlük yapmayın. Çünkü onlar kan bağınız olan insanlardan aslında daha yakındır size... İlla kan bağımı lazım kardeşlik için? Hayır! Bizim seçebildiğimiz kardeşlerimiz var. 
Bu yazımı benim seçebildiğim kardeşime bir teşekkür olarak Çiğdem Zerrin e adıyorum.  Aramızda bir teşekkür alışverişi yoktur aslında bizim çünkü birbirimiz için yaptıklarımız br nezaket işi değil yürekten gelen çok güçlü bir sevgi işi.. Ben seni çok sevdim kardeşim. Allahım bize uzun ömürler versin kardeşim, güzel günlerimizde birlikte gülelim, kötü günlerimizde birlikte ağlıyalım diye...

20 Nisan 2013 Cumartesi

Hayal Kurmak Bdeva Dediler Bizde Kurduk

Düşünün ki bi Eylül havası sahilin kenarında bir ev, evin kocaman bir verandası verandasında dünyanın en rahat hamağı o hamakta da siz... E bu kadarı benden gerisini siz hayal edin :) İyi dinletiler..






Seni Ne Mutlu Eder?

Dedi ki: -Seni ne mutlu eder? Başladım sıralamaya...
Yemek yemek
Aylak aylak kitapçıları dolaşmak 
Alışverişin her türlüsü
Uzun kahvaltı masası sohbetleri
Ailem, sevgilim, arkadaşlarım
Bugi :)
Yazmak, okumak
5 çayları
Çiğdemle edilen sohbet
Yemek yapmak
Denizin kenarında olmak
Berk ile yapılan her şey...
Daha devam edebilirim dedim. Yeterli dedi. Büyük küçük çoğu şey seni mutlu ediyor ne mutlu sana dedi. Güldüm teşekkür ettim anlamsız yere... Hal bu ki nasıl da gereksiz bir cümleydi. Bunların hepsi beni mutlu ediyor doğru ama bunları gerçekleştiremediğim zaman ya da bir aksilik çıktığı zaman işler yolunda gitmezse, moralim bozulabilir, yüzüm düşebilir, eğer yanımdakilere nazım geçerse mızmızlana bilirim, söylene bilirim bunların hepsini yapabilirim. Allah aşkına insanım işte.. beni mutlu eden şeyler gerçekleşmediği zaman beni mutsuz da edebilir. Şımarıklık mı bu sizce? Yok gerçekten de şımarıklık değil. Dedim ya insansan doğanda var. Mutlu olduğun kadar mutsuz da olabilirsin güldüğün kadar ağlaya bilirsin de... Yaşadığın hayat böyle bir şey...  Yapmamız gereken tek şey bunlardan etkilenmemek, bilmeliyiz ki hayat katıksız mutluluklardan ya da mutsuzluklardan ibaret değil.
                                                                                                                    Sevgiyle Kalın...

18 Nisan 2013 Perşembe

Hayatım Değişti


   Sen gidene kadar bizim için sadece yaşlılar ölürdü. En azından bi hasta olman gerekiyordu hani azda olsa kendimizi alıştıralım yok olmadı sen en ani olanı seçtin ya da senin için ole olması gerekti... her şeye nasip demiyor muyuz hayırlısı... hadi buna da diyelim diyemiyorum hayırılısı böyleymiş, dil varmıyor sağına soluna bakıyorum
altını üstüne getiriyorum yok bunun hiç bir yerinde hayır göremiyorum. Allah ım diyorum daha kotu ne olabilir ne yani bu yürek böylesine başka acımaz. en basta cevap veremediğim içinden çıkamadığım şeyler ahh ne düşündüm ne kadar uzun düşündüm
kaç gece uykusuz kaldım... 
Daha sonra dedim ki kendime kotunun kötüsü var derler kotunun kötüsü evet gerçekten var. Ben canımı annem babamla uğurladım, annemle babamı da ablamla uğurlayabilirdim iste o zaman kotunun kötüsünü yaşardım. Sonra dedim Aslı şükret Allah ina şükret.. Şükretmesini öğrendim... 
ahh kaç kisinin agzından duydum bilmiyorum zaman asli, zaman kızım zamanla geçicek. Zaman sadece benim daha mantıklı düşünmemi sağladı zaman sadece benim ilk baslarda elimden giden sağligimi tekrar kazanmamı sağladı zaman alişmamı sağladı ama zaman bana öyle birşey verdiki başetmek altından kalkmak inanın çok güç. Özlem hiç bitmeyecek olan giderek artan kat kar büyüyen.... Emin olun artık boyumu aştı ona duyduğum özlem... Güzel bi anınızı her zamanda sevgilinizle ya da arkadaşınızla paylaşmak istemiyorsunuz ablanızla kardeşinizle paylaşmak istiyorsunuz hele ki benim gibi bi ablaya sahipseniz. Kendinizi kotu hissettiğiniz zaman canınızdan birisini istiyorsunuz yanınızda.. o özel
günler yok mu bogazınıza diziliyor bayram artık bayram
değil , anneler günü babalar günü artık kutlanmıyor senin yokluğun bir kat daha hissedilmesin dige.. anne anneler gunun kutlu olsun diye sevinçle boynuna sarılamıyorum senden sonra bi kat daha acıtmim
diyorum
annemin yüreğini, senin doğum günleri kutlamalarımız artık yok herkes o gün sus pus göz göze gelmemeye gayret ediyoruz evde, bilirsin ben hep onem verirdim dogum gunlerine kendi dogum gunumu kutluyorum pastamı ufluyorum aklıma sen geliyorsun sonra aklımdan keşkeler filmi oynamaya basliyor.. bu gunlerin yaninda bide senin gidis gunun var 5 agustos artık 5 rakaminida sevmiyorum agustosuda o gunu takvimler gostermesin istiyorum. 
hep derim gidenlerden ziyade asıl
zor olanı kalanlar cekiyor. Ayriligin her türlüsünde bu böyle..
Allah omur verdiyse alıcak
nefesin bitmediyse yasaniyor, yiyosun ,iciyosun ,guluyosun artık ben bu acıyı çektim
diger sorunlara uzulmem
dediğin şeylere yine uzuluyosun, guluyosun gulduruyosun, geziyosun, bunlarin hepsini yasiyosan yapiyosun. Bunlarin hepsini yaparken aci icinde sen nereye o oraya, o an dusunmesende basini yastiga koydugun zaman bir bir aklindan geciriyosun. Basta kendimi cok dizginlemeye
calistim Aslı ne yapiyorsun diye sonra baktim ben insanim ben yasiyorum canimi
ben kaybettim
aci benim nasil yasadigim
kimi ilgilendirirki.. kimin ne dusundugu neden umrumda
olsunki... durdum bazi seleri iki kez yapmaya karar verdim senin sevdigin seylerden yerken iki kez yedim, senin sevdigin filmleri izledim izlerkende cok da guldum, senin sevdigin magzalar girdim, sevdigin yerleri gezdim ohh canima degsin sefam olsunda dedim seninle benim arama
bu zamana kadar kim
girdiki
simdi
girsin... 
tek istedigim
saglik saglikli
oldugum surece bisekilde yasaticam seni.. onumuzde guzel gunler var mezun oluyorum soz nisan felan bir bir vurucak
beni biliyorum kendimi
bu ara onlara hazirlamaya calisiyorum. 
son olarak size bi tavsiyem
var. Klişelerin belkide en önde gideni ama lutfeeeen sevdiklerimizle cok zaman gecirin cooook
hemde, cok anınız olsun, cok fografiniz olsun. onlara o kadar cok ihtiyac var ki bilemezsiniz. 
Ruhen geldigim nokta su: Ölüme en kotusu deriz ama vardir bunda da bir hayir demek, kotunun kotusunu unutmamak, bulundugun nokta ne olursa olsun sukretmeyi bilmek gerekir. 
sevgiyle kalin.. 

4 Nisan 2013 Perşembe

Kızdığımda oldu affettiğimde

     Arada sırada  okuduğum bazı sözler var benim, bir kağıda kargacık burgacık yazılmış olan...





  •  Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli.
  • Bazen uzaklaşmak gerekir, yakınlaşmak için.. “Bazen hatırlamak gerekir, hatırlanmak için.. “Bazen ağlamak gerekir, açılmak için.. “Bazen anmak gerekir, anılmak için.. “Bazen de susmak gerekir, duymak için..
  • Cahil sual sormaz. ( Benjamin )
  • “Git tabi git… Kirpiklerime bir kara diken de sen ekle… Henüz sokaklarına bile alışamadığım, Bu kente ver beni… Ve bakışının talan ettiği yerlerimi al, Öyle git… Gidersen git tabi… Yıkılmaz bu şehir… Yalnızca dokunduğum bütün kelebekler ölür… Ellerim üşür, Korkarım yağmur yağarsa, Ellerimi de götür…
  • Başkalarına imrenme, çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar.

2 Nisan 2013 Salı

MİDEMDE KELEBEKLER EKSİK OLMUYOR

    Bu ara telaşların en güzelinin içindeyim. Kalbim yerinden çıkacak gibi aklıma geldikçe sesi kulaklarıma varıyor.  Sekiz yaşından beri tanıdığım, lise aşkım, sevgilim, sırdaşım, dostum, gözüm, kulağım, sesim, soluğum her şeyim şimdide nişanlım oluyor. Evet beyler bayanlar beeeeen nişanlanıyorum. Ömrümün sonun kadar her gün yüzünü görmekten sesini duymaktan bıkmayacağım adamla birbirimize sözümüzü verip nişanlanacağız. Evliliğe doğru ilk resmi adımımız..
   
  Önceleri acaba daha erken mi değil mi tartışmalarını yaparken kendi kendine durdum dedim ki Aslı neyin erkeninden bahsediyorsun sen bu adamı her haliyle sevmeye hazırsın kocaman bir dokuz yılı geride bırakmışsınız birlikte büyümüşsünüz her halini görmüşsün her halinde sevmişsin daha neee erkeni Aslı daha ne erkeni :)) dedim ve aklımda minik minik planlar yapmaya başladım. 
   Bu bambaşka bir duygu bu zaman kadar tanışların eşin akrabaların nişanına giderken şimdi benim nişanımdan bahsediyoruz. Emin olun midemden kelebekler hiç eksik olmuyor bu ara.. Evde sürekli bir atraksiyon sürekli bir hareket nişanı biçimlendirme çabaları, yer bakmalar, kıyafet bakmalar, organizasyon işleri, konsept ne renk olsa karar aşamaları derken baya bir yol katettik.  Diyorum ya dünyanın en güzel telaşlarından birinin içindeyim bu ara ve çok mutluyum.   
   Bu yazım sadece nişanımın ilanıydı :) hazırlık aşamalarını sizinle de paylaşacağım aklımda fena fikirler var :)) 
                                                                                                                                Sevgiyle kalın..

1 Nisan 2013 Pazartesi

BENDEN SİZE KISACIK BİR TAVSİYE...

    Ben Allah' tan her şeyden önce sağlık dilemesini öğrendim.  Paraymış pulmuş, sınavıymış, aşkıymış meşkiymiş... Haydiiiii ikinci plana beyler sizden önce kocaman bir SAĞLIK var. Ancak sağlık olduğu zaman sizin değeriniz, konforunuz, huzurunuz var. 
   Canımın içi ablamdan sonra siz değin üzücü ben diyeyim içinden çıkılamaz zamanlar geçirdim. Çeşitli sağlık sorunları yaşadım. Hala da bazıları zaman zaman yokluyor beni.. Bu kötü zamanlarda adım atmanın bile zorluğunu gördüm, hayatımın en büyük zevki yemek yemenin bile zorlaştığı günler geçirdim. Sevdiklerime zaman ayıramadığım gibi kendime de zaman ayıramadım. Kendime zaman ayıra bilmek kendimle ilgilemek benim için önemli durumlar severim süsü püsü alışverişi kitap okumayı, arkadaşlarımla bir arada olmayı, dışarıda yapılan pazar kahvaltılarını, sevgiliyle baş başa yenen akşam yemeklerini,  internette bütün alışveriş sitelerinde dolanmayı :)  işte dostlarım sağlığım elimden gidince tüm bunlarda hayatımdan çıktı gitti.. Bunlardan sonra anladım ki gerçekten ama gerçekten önemli olan tek tek tek şey sizin ve sevdikleriniz sağlığı.. 
    Lütfen kendinize bedeninize ruhunuza iyi bakın, hayattaki her şeyin  keyfi sağlığınız yerinde olduğu sürece çıkıyor. Beni yakından tanıyanlar ağzımdan çıkan şu kelimeleri iyi bilir ' hiç bir şey kendi canımın sağlığından önemli değil'. (tabi ki burada aileyi saf dışı bırakıyoruz). 
                                             Sevgiyle kalın...

24 Mart 2013 Pazar

Vedalaştık

    Seni çok aramamıza gerek kalmadan bulmuştuk sanırım ikinci sıradakiydin orasını çok iyi hatırlamıyorum... Görür görmez de vurulmuştum. Miniktin, şirindin yükümü kaldırabilecek potansiyele sahiptin. Şöyle bir dolandım ve emlakçıya tutuyoruz dedim. Artık benim olmuştun, benim evim olmuştun. İstediğim gibi davrandım sana bazen temizledim seni bazen dağınık bıraktım he birazcık da parkelerini çizdim hakkını helal et artık...
   Üç seneniz birlikte geçti. Ahh ne güzel vakitlerdi ne kayifli vakitler... En sevdiklerimi ağırladım sende kahkaha sesleri eksik olmadı, yazları balkon sefan pek bi keyifliydi, çoooook derin sırlar paylaşıldı, e birazcık bağırış çağırışta olmadı değil. Senin sayende ev çekip çevirmesini öğrendim eksiklerin faturaların bakımların... Yalnız nasıl yaşanırmış onu öğrendim ve keyfin en güzeli olduğunu anladım. 
   Şimdi üzerindeki yükünü hafifletiyorum canım evim, eşyalarını bir bir kutulara koyuyorum. Senin içinde yaşadığım tüm anıları da yanımda götüreceğim ben seni çoook sevdim, ben senin içinde çok huzurluydum.  Hatıralarımın en güzelleri hep sende.. Şimdi ayrılma vakti, ben senden razıyım sende benden razı ol.. Benden sonra yeni sahibine en az bana yaşattığın huzuru yaşat.

21 Mart 2013 Perşembe

TIKIR TIKIR GELİYORUM

    Kendimi yazmaya hazır hissettiğim bir andayım. Bu blogu açalı yaklaşık 3 ay oldu. Parmaklarım klavyeye gitti geldi, üzerinde dolandı hatta birkaç tuşa da bastı ama iki satır kelime çıkmadı. Hep aklımda olan açmayı hep hayal ettiğim blogumun ilk yazısı olacağı için güzel kelimeleri bir araya getirmeliydim ama hep yaptığım gibi bunu da akışına bıraktım anlayacağınız çala kalem bir yazı olacak :)
   Blogu neden açtım?  Tek nedeni yazmayı çok seviyorum. Herkes, her şey, her yer  ve tabi ki kendim hakkında yazmayı çok seviyorum. Bu nedenle yazılarım asla ve asla tek bir kategori üzerinden gitmeyecek çünkü ben gezmeyi, gezdiğim yerleri anlatmayı, okumayı okuduğum kitaplardan bahsetmeyi, film izlemeyi izlediğim filmleri paylaşmayı, dinlediğim müzikleri, yaptığım yemekleri, alışveriş tutkunu olarak aldığım eşyaları bunların hepsini sizinle paylaşmak istiyorum. 
   Bloguun ismi neden Aslı'nın tıkırtıları? Bu yaşıma gelene kadar ailemden arkadaşlarımdan sevgilimden en çok duyduğum kelime diyebilirim. Aslı mutfakta tıkır tıkır yine ne yapıyorsun, Aslı o topuklularla bu saatte evde tıkır tıkır dolaşma, Aslı kes şu tıkırtıyı,  Aslı yanımda topuklu ayakkabı giymen için tıkır tıkır etmemesi lazım, aslı artık uyu klavyenin başında kaç saattir tıkır tıkır...  ve daha bunlardan onlarca.. 
İşte olay bu olunca bende blogumun ismini Aslı'nın tıkırtıları ilan ettim. Bundan sonra tıkırtılarımı duyanları çoğaltıyorum. Bu ilk tıkırtımdı daha niceleri gelecek. 

Sevgiyle kalın...