24 Mayıs 2013 Cuma

Her şey Anlaştığımız Gibiydi

    Her şey anlaştığımız gibi oldu hiç bozulma. Baştan anlaşmıştık ben sende kalıcı değil misafirdim.  Geldin geçiyorsun sende... her şeyin, herkesin, her yerin bir zamanı var. Seninle olan ilişkimin bağımın sonuna geldik, kırılma sakın  uğramamazlık yapmam sana ara sıra yoklarım seni ama sadece keyif yapmaya... Koca İstanbul elveda sana...
    Bugün erkenden uyandım sanırım saat 6 falandı, şöyle gözümü araladım anladım ki bir daha kapanası yok aldım elime kitabımı birazcık yatak keyfi yaptım.  Sonra kalk Aslı gününü dışarıda geçir dedim. Giyindim, attım kendimi dışarı... İlk durağım Moda oldu. Birazcık yürüdüm bankta oturdum denizi seyrettim. Baktım lodos pek bi sersem ediyor insanı atladım arabaya istikameti Fenerbahçe' ye çevirdim amaçsız amaçsız turladım sonra kendimi caddede buldum. Karnımın gurultuları yürürken bana eşlik ederken artık buna bi son vermek istedim ve kahvaltı yapmak için bi cafeye girdim menüm en sevdiğim çay, simit, peyniridi..
   Son keyif çayımı içerken fark ettim ki etrafımdaki her şeyi bir daha hiç görmeyecekmişim gibi bakıyorum, ah bilseniz nefes alışım bile farklı daha bi derin sanırsınız İstanbul' un kokusu var.
Hoş beş senem geçti bu şehirde bana güzel bir meslek kazandırdı, kaybettirdiklerinden bahsetmek bile istemiyorum o benim en acı hikayem...
   Çokça arkadaşım oldu çokça hayatlara girdim tanıdım, öğrendim, güvendim, duvara çarptım yere düştüm kalktım üstümdeki tozları temizler gibi etrafımdaki insanları temizledim. Gitmemesi gerekenleri geri çağırdım daha sıkı tutundum. İçtenlikle vaatler verdim, karşılığını alamadım geri çekildim nede olsa insan dedim..
Her şeyi arkamda bırakıyormuşum gibi hissediyorum. Kazandıklarım yanıma kar kaybettiklerim benden değil... Çok büyüdüm bu beş senede bedenen ruhen ben oldum artık Aslı oldum. Başta dedim ya çok sevdim istanbulu ama hiçbir zaman kalıcı olmadım misafirdim. 
   Bugün İstanbul ile vedalaşma günümüzdü sarıldık birbirimize teşekkür ettik her ikimizde ara sıra göürüşür yine dedik ve ayrıldık...
                                                                                                               Sevgiyle Kalın

21 Mayıs 2013 Salı

yolunuzu buraya mutlaka düşürün

mekan sahiplerinin sicak karsilayisi gittiginiz yeri ayri bir ozel
kendinizide daha bi
degerli hissetmenize
yol aciyor. basinizda pervane olan servis elemanlarindan bahsetmiyorum. tabi ki...! 
sicak
bi hosgeldin hal
hatir sorma basinizin tepesinde agzinizdan cikacak tek bir lafi kapmya calisan garsonlardan binlerce kez daha degerli...  kendinizi oraya ait hissemeniz cok onemli bikez rahat olucaksiniz sirtinizi sandelyenize dayayip oh be diyebileceksiniz. 
mesela ben su an moda kuru kahveci selimdeyim herkese tavsiye uzerine tavsiye ederim gelin misss gibi turk kahvenizi icin selim
beyin sicak
gulumsemesine sahit olun ve bu sicak mekanin keyfini cikartin :) 
                                       Sevgiyle Kalın...

19 Mayıs 2013 Pazar

Tabi ki Geziyoruz

    Son birkaç gündür yaz iyiden iyiye kendini gösteriyor. E  kendisini de özlemiştik zaten... Şöyle efil efil tshirtler, uçuş uçuş elbiseler, parmak arası terlikler, kızgın kumlardan serin sulara geçişler, kakao yağının kokusu, soğuk soğuk yenen karpuzlar, barbekü partileri, uzun uzun edilen balkon muhabbetleri, bahçeden kahvaltı masasına gelen taze taze biberler, salatalıklar, yemekten sonra sahilde yapılan yürüyüşler  eve dönerken hadi bilmem ne komşu çayı demlemişdir deyip hooop komşu balkonunda bitmeceler, e bizim orada saat kaç olursa olsun gözlemeci teyzelerde yenen miiiisss gibi gözlemeler, Hamit abinin elinden çıkan tavada çıtır çıtır kızaran istavritler, güneş gibi doğan ayı izlemeler, babamla balkonda çekirdek çıtlamalarımız hepsini ayrı bir özledim! Boşuna demiyorum ben yaz çocuğuyum yağmurla çamurla karla aram yok benim !
   Güneş yüzünü hep gösterecek bana içimi ısıtacak. Yazın bende ayrı bir samimiyeti var; insanlar daha bi şen gelir bana daha bi mutlu sanki.. Hani her şey bol bereketli...
   Yazdan bu kadar özlemle bahsettikten sonra sadede gelim. Dedim ya son birkaç gün yazdan kalma diye bu güzel pazar gününü de güneşe, sıcağa yakışır şekilde geçirelim dedik artık ikinci ailem olan Selma annem ve Sadık Babamın  Berk (kendisi artık sözlüm olur :)  ve  Selin 'im ile Sapanca ' ya  yanlarına gittik.  Sapanca' ya ikinci gidişimdi ama bu kez ayrı bir sevdim kendisini...  Tertemiz bir hava yemyeşil bir çevre güzeller güzeli gölü ile tam bir keyif yapmaca kafa dinlemece yeri. Hafta sonarı kalabalık oluyormuş ama nasıl anlatim bilmiyorum çok sakin bir kalabalığa sahip belli ki herkes bi nefes almaya kafa dinlemeye gelmiş.
   Güzel bir yerde kahvaltı yapalım dedik. Yol bizi Sapanca Göl Evi Restauranta götürdü. Allahım nasıl güzel bir yer tam gölün kıyısı müthiş bir manzara yani ne tarafa baksan huzur, rahatlık ,keyif... Sunulan kahvaltının kalitesi için aynı övgüyü yapamayacağım ama karnınızı doyuracak kadar bunun tadı çok kütü demeyecek kadar ortalamalarda olan bir servisi var. Ama emin olun manzaranın karşısında sevdikleriniz ile keyif vakit geçirirken bunları düşünmüyorsunuz bile.. Sapancaya başka bir gidişimde kahvaltı yapacak yer olarak orayı seçmem ama muhakkak keyif kahvemi gidip orada içerim.
    Göl keyfimizden sonra annemle babamın kaldığı otele gittik. Otelin ismi Talia Hotel  gayet güzel temiz hoş sıcak bir yer memnun kalacağınızın garantisini verebilirim tabi fazla lüks ihtişam aramıyorsanız :)   Havuzun bulunduğu bölümde sevdiklerinizle hamak başında minderlerde keyifli bir vakit geçirebilirsiniz.  Otel bölümünü de kapattıktan sonra oranın meşhur dürümcüsü varmış rotamızı oraya çevirdik. Yanlış hatırlamıyorsam ismi doydum dürümdü gayet hoş salaş bir yer bana sorarsanız dürümünün meşhurluğu nereden kaynaklanıyor bilemiyorum ama lezzetli bir dürüm boğazınızdan geçmiş oluyor. He bide dürüm yediğinizde mezeler ikramları oluyor :)  Burada da çaylarımızı içtikten sonra İstanbul' a geri dönüş yolculuğumuz başladı.
   İstanbul' da yaşayanlar için Sapanca  güzel bir hafta sonu kaçamağı ister ailenizle gidin ister arkadaşlarınızla her türlü zevk alacağınız bir yer. Denenmiştir itina ile tavsiye edilir :)
                                                                                                            Sevgiyle Kalın...


Haydi şimdi fotoğraflara bakalım



Selin' im



Göl Evi Restaurant






Ördeklerimiz :)

3 Mayıs 2013 Cuma

haydi gezelim görelim

En başta dedim ya bu blogda ne ararsan var arkadaş, aklıma ne gelirse  parmaklarımın ucuna geliyor. Geçen hafta sonu sevgilimle şöyle bir İstanbul dışına kaçalım dedik hava mis biz mis tadımıza tat katalım deyip atladık arabaya...  Trafiği şöyle bir yokladık karşıya geçilesi değil, yol bizi Şile' ye doğru sürükledi Şile yolu üzerindeykende rotamızı Ağva'ya çevirdik. Ağva' ya  daha önceden hiç gitmemiştim. Aman Allahım  o ne güzel bir yol.. E biz karadeniz çocuğuyuz yeşile denize aşığız.. Yeşiln her bir tonunu bilir denizinde en delikanlısına gireriz.  İki arabanın zar zor geçtiği bir yol götürüyor sizi Ağvaya sağınız solunuz ağaç mis gibi bir hava... Kapattık radyoyu hızımızı düşürdük keyifli keyifli yolumuza devam ettik. Şileden Ağva sanırım 30km falan... Nihayetinde Ağvaya vardık pek bi şirin pek bi tatlı.. Kahvaltı yapmadan çıktığımız için ilk önce  karnımzı doyuracak bi yer aradık sonunda kendimizi Şengün' ün Çiftliğinde bulduk. Göksu nehrinin yanında manzarası yerinde hafiften salaş bir yer. Serpme kahvaltı sunuyorlar kahvaltı delisi olan bir kişi olarak gayet yenilesi gayet lezzetli bir kahvaltı,keyifle uzuuuun uzuuuuun muhabbet ede ede arada gazete okuyorak saatlerce süren bir kahvaltı yapabilirsiniz. Fiyatlarıda yerinde abartı bir durum yok.
    Göbüşler bi güzel doyduktan sonra Ağva sahilinde söyle bir yürüyüş yaptık, daha sonra tekrar yola koyulduk Şile' ye geçtik. Şöyle denize karşı bi çay içmeden dönmek  olmaz dedik. Ağlayankaya tabelesını takip edip şu an adimin hatırlayamadığım deniz kenarın hem plaj hem cafesi olan bi mekana oturup biraz da orda orada keyif yaptık. Denize giren mi ararsın güneşlenen mi millet yazı erkencikten getirmiş dicem ama hava gerçektende müthişti o gün.. Millet bikinili mayolu ben jeanle yanıyorum orada dedim bu bana engel değil git Aslı ayaklarını sok denize paçaları kıvırdım hooop kuma adım attım bi güzel ayaklarımı serşn suya soktum biraz çoculuk yapıp kendimi eğlendirdim. Sonra sevgilimin fazla uzaklaşma bakışını alıp tekrar geri döndüm :))
   Uzun lafın kısası Ağva güzel bir hafta sonu geçirmek için rahatlamak kafa dağıtmak için ister sevgiliniz ister arkadaşlarınızla gidebileceğiniz  çok güzel bir yer. Şiddetle tavsiye edilir.
                                                                                                             Sevgiyle Kalın...


Bunlarda bizim minik Ağva gezimizden birkaç kare..

Ağaçlı yolumuz...

Şile


Kahvaltı masamız 

Göksu

Arabada fotoğraf çekinmesini severiz ;)

Ayaklarım denizle buluştu :)

DİKKAT DİKKAT

    Herkes sende kendinden birşey buluyorsa ne mutlu sana diyor bir reklamda... Erinmedim oturdum düşündüm bu cümleyi. Söylemesi pek bir keyifli pek bi havalı duruyor ama yok  benim hayat bakışımla pek bir zıt. 
    Her insanın kendi hayat görüşü, hayata karşı duruşu, düşünceleri var. Tabiki birbirimizden ölümüne farklı değiliz ortak yanlarımızda vardır muhakak ama pek bir nadir pek bi bulunmayası..
E herkes bende kendinden bişey buluyorsa ne anladım benim hayata karşı duruşumdan bu kadar mı her yöne çekiliyorum hiç mi  kendime has bir duruşum bakış açım yok. Dedim ya uymadı bana bu laf. Hep şunu söylerim bir insan herkesle iyi anlaşamaz imkansız birşey bu olmaz olamaz! Böyle olan böyle gözüken insanlar hep yapmacık gelmiştir bana... Güzel arkadaşlarım yazdıklarımı okuyanlar sevgiyle saygı pek bi ayrı yoldalar lütfen karıştırmayalım karıştıtmayalım.
                                                                                                                   Sevgiyle Kalın..

2 Mayıs 2013 Perşembe

Bağıra çağıra avaz avaz söylerimmmmmm!!!!!


Dört Duvar

    Elimizi eteğimizi çeksekmek isteriz bazan herşeyden herkesden. En güvende olduğumuz kendimiz olduğumuz kendimizin olduğu yerde olmak, koca bi iç huzuru temiz tertemiz bir nefes isteriz. Herşey emanet gibi gelir üstünüze birşeyerin gereksiz sorumluluğunu hissederiz. Aslında mutlusundur ama bir kelime bir bakış bir dokunuş bir davranış hooooop herşeyi alt üst edebilir sonra için daralır o senin olmayan duvarlar üstüne üstüne gelir kendini sokağa atmak için bi fırsat kollarsın ama  sokağa kendini atamazsın en fazla kalkıp bir çay demler pencereyi ardına kadar açarsın. Sonra geçer içinde bulunduğun durum izlediğin dizi biter kitabını alır uykunun gelmesini beklersin sonra uykuya dalar yeni güne merhaba dersin...